Filmlerle ilgisi olmayan biri olarak, ” kuzularınsessizliği”ni iki yada üç kez izledim. Nedendir bilmiyorum, katili çok sevdim. Hem de hümanist yanıyla bilinen biri olarak. Bir şey vardı. Çok mu zeki idi, çok mu akıllı, çok mu yakışıklı, çok mu karizmatikBilmiyorum. Belki de hepsi! Filmi izlediğimde Anthony Hopkins’e aşık olmuştum. Üniversite yıllarında Antony Hopkins’e aşk mektupları ları bile göndermiş olabilirim. Sonra artistin diğer filmlerini izleyince, asıl aşık olduğum ” Hannibal Lecter karakteri olduğunu fark edip derin bir ohhh çektim.
Ama durun bir dakika!!
Bu farkındalık ile “yakışıklı film artistlerine aşık olan aptal kızlar” kategorisinden çıkıp, “bir katile aşık ruh hastası” kategorisine girmiş olduğumu farkettim!
Bir katile nasıl olur da hayran kalabilirim? diye kendimi sorgularken, etrafıma şöyle bir bakınıp yalnız olmadığımı anladım. Tanrıya şükür ki tek ruh hastası ben değildim..
Filminden bu kadar etkilenmişken, kitabını elime alırken tereddüt ettim. Hayranı olduğum karakterin bozulmasından korktum. Hiç de öyle olmadı. Kitabı okurken, filmin her sahnesi gözümde canlandı. Tanrım! müthiş bir iş çıkarmışlar. Nacizane bir kitapkurdu olarak, okuduğum kitapların filme uyarlanmasına karşıyım ama “kuzuların sessizliği” hiçbir şekilde orijinalinden ayrılmamış.. kitap mı, film mi diye sorarsanız, HEPSİ BENİM!! hepsi benim, elleşmeyin derim.
Asıl ilginç olan yazar! Bir yazar nasıl olur da okuru bir katile aşık edebilir? Nasıl bir sunumdur bu? Sonra Thomas Haris’in yarattığı karakterin 60’lı yıllarda 23 yaşında bir muhabirken, Monterrey’de karşısına çıkan Meksikalı bir doktorun yansıması olan. Dr. Salazar lakabıyla anılan bu katilden esinlenerek yazdığını öğrendim..
Ne kadarı gerçek, ne kadarı hayal ürünü bilemiyorum ama anlaşılan Harrıs, Dr. Salazar’dan etkilenmiş.. Ve yarattığı yada esinlendiği karakteri tüm okuyuculara/izleyicilere, en azından benim gibi ruh hastalarına sevdirmeyi başarmış. Demem o ki; bu kitabı bir “aşk romanı” gibi okuyorsam, hızımı alamamış bir kadeh de şarap açmışsam, Hannibal Lecter’e aşık ve deli gibi Clarice Starlin’i kıskanıyorsam bu benim değil, Thomas Harrıs in suçu…
iyi geceler